Kırılgan Olmak Cesaret İster

Kırılganlık insanın içindeki ışığı daha görünür kılar. Kırıldığımız yerden sızan ışık, çoğu zaman en hakiki tarafımızdır...

3 Dk. Okuma Süresi

Hayatın en görünmez alanında saklanır kırılganlık. Dışarıdan bakıldığında güçlü, dayanıklı, hatta umursamaz görünen insanlar bile içlerinde küçük çatlaklar taşır. Çünkü insan dediğimiz şey; zırhla yürüdüğünü zannederken en ufak bir söze, bir bakışa, bir sessizliğe bile incinebilen hassas bir yapıdır. Bu yüzden kırılgan olmak, çoğu kişinin zannettiği gibi bir zayıflık değil; tam tersine derin bir cesaret hâlidir.

Kırılganlık Sandığımız Gibi Değil

Toplum bize güçlü görünmenin; susmak, kabullenmek ve duyguları bastırmakla olacağını öğretir. Oysa kırılgan tarafımızı gösterdiğimizde aslında en doğal hâlimizle var oluruz. Çünkü gerçek güç, duyguları saklamakta değil, gerektiği zaman gösterebilmekte yatar.

Neden Kendimizi Saklıyoruz?

Bunun birçok sebebi var:

  • Yargılanma korkusu,
  • “Daha güçlü olmalıyım” baskısı,
  • Hayal kırıklığı yaşama ihtimali,
  • İlişkilerde kırılma riski,
  • Çocuklukta öğrendiğimiz yanlış kodlar…

Hepsi bizi “Güçlü görünmeliyim” yalanına mahkûm ediyor.

Kırılganlık İnsanı Gerçeğe Yaklaştırır

Yorgun olduğumuzu söylemek…

Kalbimizin kırıldığını dile getirmek…

Birine “Buna üzüldüm” demek…

Bunların hepsi birer cesaret örneğidir. Çünkü karşımızdakine hakikati teslim ederiz. Maskesiz, filtresiz, tamamen doğal hâlimizle görünür oluruz.

Kırılmak, İnsan Kalmanın Bir Parçası

İnsan kırılır, çünkü hisseder. Hisseder, çünkü canlıdır. Canlı olduğu için de bazen savunmasız kalır. Bu döngünün en temiz, en insanca tarafı ise şudur: Kırılganlığını kabul eden kişi olgunlaşır. Kırıldığını inkâr eden kişi ise sürekli savaş hâlinde yaşar.

Kendimizi Korumaya Çalışırken Daha Çok Yaralıyoruz

Çoğu zaman “Güçlü olayım” derken kendimizi tüketiyoruz. İçimizde topladığımız duygular bir süre sonra yük oluyor ve bu kez bizi içeriden yaralıyor.

Peki, Neden Cesaret İster?

  • Çünkü herkes kendi acısıyla meşgulken sen kendi acını anlatmayı seçiyorsun.
  • Çünkü dünyaya karşı savunmasız kalmayı göze alıyorsun.
  • Çünkü “Ben de insanım” deme cüretini gösteriyorsun.

Dışarıdan basit görünse de kırılganlığını kabullenmek, bir insanın verebileceği en güçlü kararlardan biridir.

Başkalarına İzin Vermek

Kırılgan olmak sadece duygularımızı açmak değil, aynı zamanda birine bize yaklaşma hakkı vermektir. “Sana güveniyorum” demenin en sessiz biçimidir. Bu yüzden ilişkiler güçlü bir zemine oturur; çünkü iki taraf da kendi gerçekliğiyle oradadır.

Kırılmaktan Korkma: Orada Büyüme Var

Her defasında kırılan bir yer, doğru şekilde iyileşirse daha güçlü olur. Aynı kas gibi… Yırtılır, onarılır, güçlenir. İç dünyamız da böyledir. Her kırılma bize bir şey öğretir, bir parçamızı büyütür, başka bir yanımızı olgunlaştırır.

Kırılganlık Bir Yüktür Ama Aynı Zamanda Bir Lütuf

Kırılganlık insanın içindeki ışığı daha görünür kılar. Kırıldığımız yerden sızan ışık, çoğu zaman en hakiki tarafımızdır. O yüzden kırılmaktan korkmak yerine, kırılmayı anlamaya çalışmalı; kırılganlığın verdiği cesareti sahiplenmeliyiz.

Bugün kendine küçük bir iyilik yap:

Duygularını saklama, duygularına sahip çık.

Kırılgan olduğunu kabul etmek, belki de uzun zamandır ihtiyacın olan cesarettir.

Bu İçeriği Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir